
1851 yılında Londra'da yapılan Büyük Serginin modern litografisi
Görüntü kaynağı: Getty Images
Yenilikçi teknoloji için temel olan ilhamdır. Söz konusu X-ray görüntülerine üçüncü bir boyut eklemek olduğunda, ürün geliştiricilerimize son 126 yıl içinde bu ilhamı sağlayan genelde fotoğraf ve film dünyasının yöntemleridir.

 X-ray’lerin aldatıcı olabilmesi nedeniyle stereo X-ray görüntüleme araştırmalarına başlandı. Bunun nedeni normal X-ray görüntüsünün dokulardan kemiklere ve organlara vücudun belirli bir alanındaki tüm yapıları tek bir düzlemde göstermesidir. X-ray görüntüyü oluşturan bulanık gölgelerin soyut derlemesinden, tanıya yönelik bilgi elde etmek ciddi deneyim gerektiyordu. Bu tür bir değerlendirme, çoğunlukla üçüncü bir boyuttan fayda görecektir: X-ray görüntüsü 3D olarak görüntülendiğinde, tek tek yapılar birbirlerinden uzaklaşır ve örneğin kaburga kemiklerinin akciğerlerin önünde olduğu net olarak gözükür. Bu, vücudun aynı bölümünden hafifçe farklı açılardan birbiri ardına iki X-ray görüntünün alındığı stereoskopinin sisteme dahil edilmesiyle elde edilebilir. Bu "stereoskopik çift"teki iki görüntü daha sonra beynin tek üç-boyutlu bir görüntü olarak işleyebileceği şekilde özel görüntüleme teknikleri kullanılarak izleyenlere sunulmaktadır.

3D X-ray videoları

Obtüratör sistemden ilham alan Siemens-Reiniger-Veifa isimli şirket 1927 yılında stereo X-ray cihazını piyasaya sundu. Cihazda floresan ekran üzerinde hafifçe farklı açılardan elde edilen hareketli bir görüntü yaratmak için değişerek çalışan iki tüp bulunuyordu. Cihazın en önemli parçası olarak 3D efekt sağlayan bir çift "obtüratör cam" bulunmaktaydı. Bunlar görüntülerle senkronize edildi ve her gözü sırayla koyulaştırdı, böylece izleyici sadece doğru göz için tasarlanan görüntüyü görebildi.

Kalp ve karaciğeri gösteren karın boşluğunun akciğerleri ve organları. Hastanın sağ akciğerindeki küçük turuncu nokta akciğer tümörüne işaret ederken, alt karındaki beyaz "baloncuklar" ince bağırsağı temsil etmektedir
BT verilerine dayalı sinematik olarak dönüştürülen görüntü
2015 I Siemens Healthcare GmbH/Üniversite Hastanesi Erlangen, Profesör Alexander Cavallaro, MD, Erlangen, Almanya
Vücudumuzun içine doğru sanal bir yolculuk
2014: Bilgisayarda animasyonlu efsanevi canlı Gollum, 3D görüntülemede yeni bir döneme işaret eden bir gelişimin itici gücü oldu. Yüzüklerin Efendisi film üçlemesindeki bu karakter Siemens Healthineers'daki ürün geliştirme uzmanlarına bir fikir verdi: Gollum'un insan aktörlerin yanında, film çekildikten sonra sahnelere eklenmesine rağmen şaşırtıcı derecede gerçek görünmesinin nasıl mümkün olduğunu merak ettiler. Cevap "görüntü temelli aydınlatma hesaplaması" olarak bilinen bir teknikti ve Siemens Healthineers'da Klaus Engel liderliğinde araştırmacılardan oluşan bir ekip animasyon film sektöründen gelen bu teknik bilgiyi kendi sinematik gösterim teknolojisini geliştirmek için kullandı. Tıbbi görüntüleme verilerine dayanarak bu teknik kemikleri, organları, cildi ve kanı modellemenin yanında doğal ışığı simüle eden karmaşık algoritmalar kullanarak vücudumuzun içinin fotoğraf kadar gerçekçi görüntülerini oluşturuyor.

Sinematik dönüştürme tıp eğitiminde ve hasta iletişiminde devrim yaratıyor. Vücuttaki bu sanal yolculuk hem gerçeğe uygun hem de anlaşılabilir şekilde insan anatomisini görselleştiriyor. Bu, bazı hastalıklara tanı konmasını ve ameliyat planlamasını da kolaylaştırmaktadır. Dönüştürülen görüntüler o kadar canlıdır ki cerrahlara ameliyat sırasında hastada bulunacak spesifik anatomik yapıların son derece detaylı bir resmini verebilir.

Sinematik Dönüştürme ve Microsoft HoloLens 2
Telif hakkı: Deutscher Zukunftspreis/Ansgar Pudenz
2020: Gerçek dünya ve sanal gerçeklik sinematik dönüştürme ve Microsoft HoloLens 2 teknolojilerinin bir araya gelmesiyle birleşiyor. Bu, örneğin doktorun hastanın kalbini 3D projeksiyon şeklinde ellerinde tutabilmesini sağlıyor. İnsanların hala stereoskopları denediği bir dönemde bu muhtemelen ütopik bir düşünce olarak dikkate alınmazdı.
